Günümüz inşaat sektöründe, Naylon iplik Sentetik elyaf ipliği olarak önemli uygulama değerine sahiptir. En önemli özelliklerinden biri mükemmel çekme direncidir.
Moleküler yapı: Naylon ipliğin gerilme direnci moleküler yapısıyla yakından ilgilidir. Bu sentetik elyaf ipliğin moleküler yapısı, bir polikondensasyon reaksiyonu yoluyla poliamid monomerlerden oluşturulan uzun zincirli bir polimerdir. Yapısı, güçlü moleküller arası etkileşimler sağlayabilen ve böylece Naylon telin çekme direncini artıran çok sayıda amid bağı içerir.
Kristallik: Moleküler yapıya ek olarak Naylon telin kristalliği de çekme özellikleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Kristallik, polimer zincirlerinin uzayda sıralanma derecesini ifade eder. Naylon tel daha yüksek derecede kristalliğe sahiptir; bu, polimer zincirlerinin birlikte daha düzenli olduğu ve kristalin bölgeler oluşturduğu anlamına gelir. Bu kristalin bölgeler, polimer zincirlerinin kaymasını ve deformasyonunu etkili bir şekilde önleyebilir, böylece Naylon telin gerilme direncini artırabilir.
Molekül ağırlığı: Molekül ağırlığı da Naylon ipliklerin çekme direncini etkileyen önemli bir faktördür. Molekül ağırlığı ne kadar yüksek olursa, polimer zincirleri arasındaki etkileşim o kadar güçlü olur, böylece Naylon ipliğin gerilme direnci artar. Genel olarak konuşursak, daha yüksek moleküler ağırlığa sahip Naylon iplikler daha iyi çekme direncine sahiptir. Endüstriyel üretimde Naylon telin moleküler ağırlığı, polimerizasyon reaksiyonunun koşulları farklı uygulamaların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ayarlanarak kontrol edilebilir.
İşleme teknolojisi: Yukarıdaki faktörlere ek olarak Naylon telin işleme teknolojisi de çekme direncini etkileyecektir. Üretim süreci sırasında Naylon telin çekme direnci, germe ve germe tavlama gibi işleme teknikleri yoluyla daha da artırılabilir. Bu işlemler, polimer zincirlerinin daha düzenli bir şekilde bir arada düzenlenmesini sağlar ve iç gerilimi ortadan kaldırarak Naylon tellerin sağlamlığını ve stabilitesini artırır.
